Güzellik ve Çirkinlik Bir gün Güzellik ve Çirkinlik deniz kıyısında karşılaştılar. Birbirlerine dediler ki, ''Hadi denize gidelim.'' Soyundular ve denizde yüzmeye başladılar. Bir süre sonra Çirkinlik kıyıya geri döndü ve üzerine Güzellik'in giysilerini giydi ve yürüyüp gitti. Bir süre sonra Güzellik de denizden çıktı fakat giysilerini yerinde bulamadı. Çıplak kalmaktan çok utandığı için Çirkinlik'in kıyafetlerini giydi ve o da Çirkinlik gibi yoluna gitti. O günden sonra insanlar Güzellik ve Çirkinlik'i birbirlerine hep karıştırdılar. Öyle ki ancak Güzellik'in suretine dikkatle bakanlar, kıyafetlerine rağman Güzellik'i bilirler ve görürler. Çirkinin suretini bilenler de vardır. Giysiler onu. gözlerden gizleyemez. Kişisel gelişim ya da bireysel dönüşüm alanından hikayeye bakarsak; Hikayeden de anlaşıldığı üzere insanların kıyafetlere bakıp göremedikleri ya da suretine bakıp ta görenler dile getirilmiştir. Günümüze döndüğümüzde bu duruma hiç yabancı kalmayız. Güzellik ve Çirkinlik olayı dış görünüm özellikle kıyafet meteforu ile kulllanılmıştır. İnsanların aldanışları da burdadır. Hikaye bize hayatlarımızdan kalbimize dokunan gerçekliği ifade eder. Bu gerçeklik içinde de insanın 'TİN' den gelen bir yardılışı vardır. Peki bu tin nedir. Gerçeği ve evreni açıklamak yolunda her şeyin özü yani ruh tur. Hepimiz ruhsal bir varlık olarak yaratıldık fakat bu hikayeyi günümüze yoğurdumuzda, bakarlar ama göremezler, görmeyi bilen için de tüm perdeler gözlerden çekilmiştir. Gözler kıyafet metaforuyla kaybolmamıştır. Asıl özü olan insanın ruh güzelliğini kapatamamıştır. Kıyafetlerin bizi soğuktan, sıcaktan ve çıplak kalmaktan koruduğuna kendimize hatırlatırsak her şeyin güzelliğini net bir şekilde görmüş olucaz. Diğer bir durum ise Çirkinlik ve Güzelik algısında yaşanan olay güzelliğin olanı olduğu gibi kabul etmesidir. Denizden çıktığında var olan kıyafetleri giyip yoluna devam ediyor. Kıyafetin onun üzerindeki algıyı değiştirmeyeceğinden emindir. Olanı kabul etmek ilerleyeceğimiz yolun yarısından fazlasına varmışız demektir. Güzellik'in burdan alacağı mesajı öğrendiğinde her şey çözüme ulaşacaktır. Yani kendi dönüşümünü tamamlamak için böyle fırsatlar karşısına çıkar yada karşı yansımasının ondan alacağı ödevi vardır onu yerine getirmek için yaşamıştır. Ruhsal varlık olarak onu asıl görmek isteyenler görecektir. Onu görmek için uyanışta olmak gerekir. Her ne olursa olsun var olan her şeyin aslında gerçek kimliğini araştırmak ve görmek bizim yaşam amcımız olmalıdır. Bu yaşam amacının farkında olursak kişisel gelişim yolculuğumuz devam eder. Böylelikle bireysel dönüşüm gerçekleşirken biz de kişisel gelişimdeki ödevimizide yerine getirmiş oluruz. Çirkinlik'in burdaki amacı da onun gibi görünmek onun yerinde olmak istemesidir. Fakat bu durum onu Çirkinlikten kurtaramamıştır. Zihin ne ise beden de o'dur. Yani ruhu onu ele vermiştir. Günümüze döndüğümüzde bu vahim durum hiç de yabancı değil demiştir. Etrafımızda özelliklede sosyal ağlarda herkes aynı tek tip bir kalıp içinde yaşıyor ve öyle görünmeyi tercih ediyor. Yerin ve Göğün sahibi Yaradan, herkesi ayrı bir ruh olarak yarattı. Fakat biz temsil kimliklerine girmeye çalışan ruhlar, kendi ruhumuzun özelliğini keşfetmeden başka ruhların elbiselerine girmek bize tat vermiştir. Algı karmaşası da burada ya ne giyersen giy ruhunu yansıtan gözler her zaman seni ele verecektir. O da görmesini bilen için geçerlidir. Gel gör beni...
Bu hayata herkesin bir uyanış hikayesi vardır. Niyetim kendi uyanışınızı farketmenizdir. Çünkü hepimiz birbirimizin yansımasından ibaretizdir. Yukarıdaki hikaye alıntıdır.
2in |
848 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |